Dear All,
After a 6-week term holiday, I will start my course “Classroom Management” again and I will meet a new group of teacher trainees. Working with them makes me excited and happy. My professional journey started in 1976. When I look back I notice that I have not lost my enthusiasm and love towards my profession. My interest has grown a lot, for I believe that this is a sacred profession. We are shaping future. We are seeing real live and tender within the pupils of our students if we are sincere in our feelings. Since 1992, I have been giving pedagogic formation courses to teacher candidates. In other words, I am sharing my ideals and love for the future world with new colleagues of mine. So, I feel happy and grateful to God for taking my way to that kind of world which is full of with students and lifelong learners.
Today I will share one of my touching memories with you. I met Refet Angın many years ago. I think it was the beginning of 2000s. She was a very lovely old lady adoring her profession. She was a teacher. She had become a teacher with the motivation of great leader Atatürk. After her retirement, the Istanbul Educational Director of the Ministry of Education had provided a special room to her at Eminönü and announced her as his advisor. It was good. She was fond of her profession and after a lonely lady she was leading her life among teachers and principals. From time to time, she was sharing her experiences with school students and teachers. She was feeling well. In 2005, during the opening ceremony of the office of the Turkish Center for Schools of Quality at Balmumcu, Beşiktaş, she was one of the honorary guests and she was happy just like a child for the opening of a new educational Center. I could read that in her eyes. Later, we met many times at different occasions and I had the chance of talking to her. Then, one day one of my colleagues_Mr Zübeyit Çelik_ informed me that she was ill and staying at Hizmet Hospital. We immediately went there. Her small body was seen smaller in bed, however, her bright clever eyes were shining more. They got brighter when she saw us. I was holding my new book in my hands to be presented to her. She congratulated with a great love and we took photographs. 30th January is the anniversary of her passing away. I saluted her sul with love and respect once more and I sent my prayers to her. I will never forget about that small lovely daughter of Atatürk. She is one of my idols and heroines in my professional life. I hope, I will also work at school until the last years of my life; with love and joy. May her soul rest in peace. A new academic term is starting and let’s go to train more Refets. I will share an old article with you I wrote after her death on 30th January, 2010.
With love and peace…
Hayal KÖKSAL
REFET ANGIN’A SAYGILARIMLA
Acımız sonsuz…
Bir eğitim çınarını kaybettik 30 Ocak 2010 tarihinde: Çok değerli öğretmenimiz Refet Angın’ı. Kendisi çalışkanlığı, güler yüzü, her zaman olumlu yaklaşımı ve Atatürk’e bağlılığıyla örnek büyüklerimden biri olmuştur. Refet öğretmenimle her karşılaşmam, yeni öğrenmeleri de beraberinde getirmişti. O nedenle bu buluşmaları sizlerle paylaşmak istedim. Nurlar içinde yatsın.
Onunla tanışmam 2003 yıllarının son günlerine rastlıyor. Bir okul etkinliği esnasında konuşmasını dinlemiş, sonra da yanına yaklaşıp kendimi tanıtmış; Hindistan’daki bir okulda Atamıza gösterilen ilgiden ve barış odaklı müfredatlarına yerleştirilen Atatürk ilkelerinden söz etmiştim. Çok duygulanmış, iletişimi kesmememi rica etmiş, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü binasındaki odasına davet etmişti.
Bir sonraki buluşmamız, CMS kurucu müdürü Dr. Vineeta Kamran’ın 24-25 Eylül 2004 tarihinde İstanbul’da verdiği konferans sırasında olmuş; Uluslararası Bilişimci Martılar Projemizin 2. Yıl ödül töreninde bize katılarak onur vermişti. Yabancı uzmanlarla tanışmak onu keyiflendirmiş, sunularında Ata’mızı kaynak göstermelerinden çok mutlu olmuştu. Hatta 22 Ocak 2005 yılında Balmumcu’da açtığımız Kalite Okulları Merkezi’nin açılış onur konuklarından biri olarak tüm ulusal ve uluslararası çalışmaları bıkmadan, yorulmadan incelemiş ve gülen gözleriyle “Çok güzel işler yapıyorsun Hayal Kızım, devam et!” cümlesiyle boğazıma hıçkırıklar düğümlemişti. 23 Nisan 2005 yılı Çocuk Şenliği kutlamalarına Hindistan’dan gelen öğrencilerin getirdiği Atatürk Portresi çalışmalarından birini hatıra olarak götürdüğümde gözyaşları içinde tabloyu duvarına asmıştı. Bir sonraki buluşmamız; 2005 Müfredat çalışmaları için bir özel okulda olmuş; Sayın Prof. Dr. Z. Selçuk’la paylaştığımız sahneye çıkıp güzel ve yapıcı katkıda bulunmasıydı..
Ne acıdır ki bir sonraki karşılaşmamız Hizmet hastanesinde Sayın Zübeyit Bey’in çağrısıyla gerçekleşti. Gidip kendisini kucaklamıştık. O da hasta yatağından her zamanki gibi bizlere çalışmanın ve sürekli öğrenmenin erdemlerinden söz edip Atatürk’ün ülkemizi nasıl yarattığından ve onu hiç unutamadığından söz etmişti. Gözlerimiz yaşlı ayrılmıştık yanından; bir daha göremeyeceğimiz duyumsamasıyla. Görememek, konuşamamak… bunlar iç burkan kelimeler belki ama en acısı; çağdaşlık yolunda savaş vermiş, cüssesi küçük ama aklı ve yüreği kocaman böyle elleri öpülesi büyüklerimizi anlayamamak sanırım. Ancak onların açtığı bayrakları elden ele geçirdiğimiz zaman üstümüze düşeni yapmış olacağız.
Şimdi sizlerle bu küçük ama çok güçlü değerli öğretmenimizin yaşam öyküsünü paylaşmak ve bu zengin paylaşımla sözlerime son vermek istiyorum. Nur içinde yat, mekânın cennet olsun güçlü öğretmenim. İsmin son yolculuğunda yanlış yazılmış bile olsa; içimizdeki ismin ve hatıran güçlü, doğru ve güzel.
Yaşam Öyküsü
Refet Angın, Gelibolu’da Emniyet Amiri Hafız Şerif Bey’le Halime Hanım’ın üç çocuğundan en büyüğü olarak 18 Mart 1915’de dünyaya geldi. Babası bir Kuvayı Milliye üyesi olup Mustafa Kemal’in arkasından Anadolu’ya gidip orta cephede üç yıl savaşmıştır. İlkokul deneyimini mahalle mektebinde yalnızca iki gün yaşayan Angın okuma yazmayı annesinden öğrenmiştir. Cumhuriyetin ilanı ve Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla birlikte Gelibolu’da açılan Cumhuriyet Okulu sınavını kazanıp karma eğitim verilen bu okulda, resmi eğitimine üçüncü sınıftan başlayarak devam etmiştir. Eğitimi devam ederken Angın, öğretmen olmaya çok küçük yaştan itibaren karar vermiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ile yolları bir çok kez kesişen Refet Angın, birinci karşılaşması olan ilk okul yıllarında Atatürk’ün “Büyüyünce ne olacaksın çocuk?” sözüne, “Öğretmen” diye cevap verir. İkinci karşılaşmalarında ise Öğretmen Okulu öğrencisidir ve Atatürk’e “Bakın sözümü tuttum Paşam. Öğretmen olacağım işte” dediğinde, Atatürk onun Gelibolu’daki küçük kız olduğunu derhal hatırlar ve bunu belirterek, ne öğretmeni olmak istediğini sorar. ‘Matematik’ cevabını alınca “Hayır tarih öğretmeni olacaksın. Çünkü nesillere tarihlerini öğretmek en önemli vazifedir” sözü üzerine Refet Angın, tarih öğretmeni olmaya karar verir.
Edirne Kız Öğretmen Okulunu 1932’de bitirdiğinde yeni açılan Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Tarih Bölümüne yazıldı. Aynı zamanda Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin sınavını kazanarak oraya da kaydını yaptırdı. Bu iki okuldan 1936 yılında mezun oldu.
Angın Gelibolu Ortaokulu, Biga Ortaokulu, Bursa Kız Lisesinde tarih öğretmenliği yaptıktan sonra Antakya Kız Meslek Lisesi Müdürü oldu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü Yüksek Kısım Şefliği; Gaziantep, Balıkesir ve Kız Meslek Lisesi müdürlüklerinde de bulundu.
1955-1975 yılları arasında Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi Müdireliği yaptı. Angın’ın öğrencileri arasında Uğur Mumcu da vardı. Angın İstanbul Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi ile Ortaköy Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesinin kuruluş çalışmalarında bulundu. 12 Eylül askeri darbesinin ardından, 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak belirlenmesiyle ilk öğretmenler gününde yılın öğretmeni seçildi. Tarih öğretmenliğinden 1982 yılında emekli olan Angın Danışmanlık görevini 24 yıl boyunca özel anlaşmayla sürdürdü. “90 yaşında olmama rağmen görevime devam ediyorum, erken emekli olanları anlayamıyorum.” sözleri çalışmayı ne kadar sevdiğini vurgulayan eğitim çınarı Refet Angın, Yıldız Teknik Üniversitesi senatosunun 29 Haziran 2006 tarihinde aldığı kararla “onursal doktora” unvanını, yapılan bir törenle almıştı. Ayrıca İstanbul Kağıthane’de adına kurulmuş bir ilkokul vardır. Hürriyet Mahallesi içindedir. Okul 2 binalıdır. Ayrıca Hayat Bilgisi dizisinin bir bölümünde – dizide – Afet Güçverir’in öğretmeni olarak karşımıza çıkmıştır. Cumhuriyetin ilk kadın öğretmenlerinden Fatma Refet Angın tedavi gördüğü İstanbul Bahçelievler Özel Hizmet Hastanesi‘nde 30 Ocak 2010 Çarşamba günü 95 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Köy Enstitülüler onu hiç unutmayacak.
Dr. Hayal KÖKSAL
Sürekli Gelişim Derneği, Kurucu Başkanı
KAYNAKÇA:
NTV , 1 Şubat 2010
İstanbul – BİA Haber Merkezi 02 Şubat 2010, Salı
http://tr.wikipedia.org/wiki/Refet_Ang%C4%B1n